13 Ekim 2025 Pazartesi günü Resmî Gazete’de yayımlanan yeni düzenleme, Türkiye’de kentsel dönüşüm sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. “Kentsel Dönüşümde Riskli Alan Kriterleri Yenilenmesi” başlıklı değişiklik, artık yalnızca binaların fiziksel durumu değil, yaşam kalitesini etkileyen sosyal ve çevresel unsurların da dönüşüm kararı sürecine dahil edilmesini öngörüyor.
Bu yenilik, şehirlerin sadece dayanıklı değil, aynı zamanda yaşanabilir, planlı ve sürdürülebilir hale getirilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Yeni Yönetmeliğin Amacı
Yeni yönetmeliğin temel hedefi, şehirlerdeki dönüşüm ihtiyacını yalnızca yapı güvenliğiyle sınırlı tutmayıp; altyapı eksiklikleri, sosyal donatı yetersizlikleri, çevresel riskler ve erişilebilirlik gibi unsurları da dikkate almaktır.
Artık bir bölgenin “riskli alan” ilan edilmesi için yalnızca deprem riski değil; ulaşım, eğitim, sağlık ve yeşil alan gibi sosyal yaşamı etkileyen faktörler de değerlendirilecek.
Bu sayede, sadece binalar değil, çevresiyle birlikte bir bütün olarak güvenli ve sürdürülebilir yaşam alanları oluşturulması hedefleniyor.
Yönetmelikte Öne Çıkan Değişiklikler
1. Riskli Alan Tanımının Genişletilmesi
Eskiden “riskli alan” ifadesi, çoğunlukla yapıların depreme dayanıklılığıyla ilişkilendirilirdi. Yeni düzenlemeyle birlikte, artık altyapı eksiklikleri, sosyal donatı yetersizliği, çevre kirliliği, ulaşım zorlukları ve afet sonrası toplanma alanlarının olmaması gibi unsurlar da değerlendirmeye alınacak.
Bu yaklaşım, dönüşüm sürecini sadece bina bazında değil, mahalle ve bölge ölçeğinde ele almayı mümkün kılıyor.
2. Mahalle Bazlı Dönüşüm Modeli
Yönetmelik, dönüşümün kapsamını genişleterek “mahalle bazlı” bir dönüşüm anlayışını öne çıkarıyor. Böylece sadece tek bir bina yerine, çevresiyle bütünleşmiş mahallelerin planlı şekilde yenilenmesinin önü açılıyor.
Bu model, sosyal bağları korurken, planlı bir kentsel yenilenmeyi destekleyecek.
3. Hak Sahiplerine Yönelik Yeni Destekler
Yeni yönetmelikle birlikte hak sahiplerine sağlanan kira yardımı ve kredi desteklerinde artış yapılacağı belirtildi. Ayrıca bürokratik süreçlerin kısalması, dönüşüm kararlarının daha hızlı uygulanabilmesini sağlayacak.
Bu adım, dönüşüm sürecinde yaşanan gecikmeleri azaltmayı ve vatandaşların mağduriyetini önlemeyi amaçlıyor.
Hak Sahipleri İçin Ne Anlama Geliyor?
Yeni kriterler, kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşlara önemli fırsatlar sunuyor. Artık yaşadıkları bölge yalnızca bina güvenliği açısından değil; çevre, ulaşım, altyapı ve sosyal imkanlar açısından da değerlendirilecek.
Eğer bir bölge bu kriterlere göre “riskli alan” ilan edilirse, devlet destekli dönüşüm süreçlerinden yararlanmak mümkün olacak. Kira yardımları, düşük faizli krediler ve yerinde dönüşüm gibi teşvikler, hak sahiplerinin sürece daha rahat uyum sağlamasına katkı sunacak.
Gayrimenkul ve Yatırım Sektörü Açısından Etkileri
Bu düzenleme, gayrimenkul sektöründe de önemli etkiler yaratacak.
Yeni kriterler sayesinde dönüşüm potansiyeli olan mahallelerin sayısı artacak, bu da yatırım alanlarını genişletecek.
Kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte inşaat sektöründe canlanma bekleniyor.
Yatırımcılar açısından, dönüşüme dahil edilebilecek bölgelerin erken tespiti büyük önem kazanacak.
Ancak yatırım fırsatlarının artmasıyla birlikte sosyal donatı, ulaşım planlaması ve altyapı yeterliliği gibi faktörler daha kritik hale geliyor.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Yeni düzenleme beraberinde bazı sorumlulukları da getiriyor. Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için şu hususlara dikkat edilmesi gerekiyor:
Şeffaf Bilgilendirme: Riskli alan ilanlarında kriterlerin açık biçimde paylaşılması ve vatandaşların bilgilendirilmesi gerekiyor.
Katılımcı Yaklaşım: Mahalle bazlı dönüşüm projelerinde, hak sahiplerinin ve yerel yönetimlerin birlikte karar alma süreçlerine dahil edilmesi önem taşıyor.
Finansal Planlama: Kira yardımı ve kredi destekleriyle birlikte, vatandaşların geçici barınma ve finansal planlamalarını doğru yapmaları gerekiyor.
Çevresel Etki Analizi: Yeni kriterlerin çevre, trafik ve sosyal yaşam üzerindeki etkilerinin dikkate alınması gerekiyor.
13 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Kentsel Dönüşümde Riskli Alan Kriterleri Yenilenmesi” kararı, Türkiye’de kentsel planlamada yeni bir dönemi başlatıyor. Artık yalnızca depreme dayanıksız binalar değil; yaşam kalitesi düşük, altyapı ve sosyal imkanları yetersiz bölgeler de dönüşüm kapsamına alınabilecek.
Bu gelişme, hem vatandaşlar hem de yatırımcılar için büyük bir fırsat sunuyor. Dönüşüm sürecini doğru yönetebilmek için alanında uzman gayrimenkul danışmanlarından ve şehir planlama profesyonellerinden destek almak büyük önem taşıyor.
Yeni yönetmelik, geleceğin şehirlerini sadece güvenli değil; daha yaşanabilir, planlı ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor.
Kentsel dönüşüm süreci, yeterli bilgi ve doğru rehberlik olmadan oldukça karmaşık ve yorucu bir hale gelebilir. Müteahhit seçimi, hukuki işlemler, devlet destekleri ve kira yardımı gibi aşamalarda profesyonel bir danışmandan destek almak, ev sahipleri için sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır.
Bu süreçte, bölgesel bilgi birikimi ve sektördeki tecrübesiyle Gayrimenkul Danışmanı Remax Premium Yusuf Balcı, size en doğru yönlendirmeyi yapabilecek güvenilir bir uzmandır. Siz de kentsel dönüşüm sürecinizi emin adımlarla ilerletmek istiyorsanız Yusuf Balcı ile iletişime geçebilirsiniz.
